Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 İstiklal Harbinin En Küçük Askeri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PCkopat
Administratör
Administratör
PCkopat


Mesaj Sayısı : 471
ruh halim : İstiklal Harbinin En Küçük Askeri E0f7ff37c75c579436d70fbc956cf8a7
Kayıt tarihi : 10/04/08

İstiklal Harbinin En Küçük Askeri Empty
MesajKonu: İstiklal Harbinin En Küçük Askeri   İstiklal Harbinin En Küçük Askeri Icon_minitimePerş. Nis. 24, 2008 5:13 pm

İstiklal Harbinin En Küçük Askeri Istiklalmadalyasikucukasker8br
Nene
Hatun, Halide Edip, Erzurumlu Kara Fatma, Adile Onbaşı, Kara Ayşe ve
daha nicesi... Onlar İstiklal Harbi'nin sembol kadınlarıydı. O listede
adı çok anılmayan; ama daha küçük bir kız çocuğu iken cephelerde at
süren, çarpışan bir de Nezahet Onbaşı vardı. Babasıyla Geyve Savaşı,
Konya İsyanı, I. ve II. İnönü Savaşları ile Sakarya ve Gediz
muharebelerinde gösterdiği kahramanlıklarla anılacaktı. Yaşı küçük
olduğu için Cumhuriyetin kadın kahramanlarının listesine bile çok
sonraları girecekti. Çünkü o, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin İstiklal
Madalyası ile ödüllendirmeye karar verdiği ilk çocuktu.

Nezahet
Onbaşı'nın hikâyesi aslında Çanakkale Savaşı günlerine kadar uzanıyor.
Savaş yıllarında annesi Hadiye Hanım daha 24 yaşındayken ince
hastalığın (verem) kurbanı olur. O günlerde İstanbul işgal altındadır,
küçük kızın babası Albay Hafız Halit Bey ise cepheden cepheye
koşmaktadır. Hafız Halit Bey bir müddet sonra komutasındaki 70. Alay
ile Anadolu'daki Milli Mücadele saflarına katılma kararı alır. Tabii
kızını da yanında ¤¤¤ürmek zorunda kalır. Böylece kader Küçük Nezahet'i
daha 9 yaşındayken cephelerle tanıştırır.

At sırtında geçen ilk
günün gecesinde donma tehlikesi atlatır. El bebek gül bebek büyüyeceği
bir dönemde öksüz kalmıştır çünkü. Hafız Halit Bey küçük kızını kimseye
emanet edemeyeceğini düşünerek adeta cephelerde büyütür. Küçük Nezahet,
askerlerden at binmeyi, silah tutmayı öğrenir. Tam üç sene cephelerde
bilfiil babasının katıldığı her muharebeye katılır. 70. Alay'ın simgesi
olur adeta. Cephede Mustafa Kemal Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün de
dikkatini çeker.

BEN BABAMLA ÖLMEYE GİDİYORUM, SİZ NEREYE GİDİYORSUNUZ?

İstiklal
Savaşı başladığında Alay Komutanı Albay Halit'e, Yunan askerleriyle en
çetin çarpışmaların yaşandığı Gediz hattını müdafaa görevi verilir.
Minik Nezahet, yanı başında süngü süngüye çarpışan Mehmetçik'in şehit
oluşunu görecek kadar savaşın içindedir artık. Gediz Cephesi
Yunanlılara karşı ilk yenilginin alındığı cephelerden biridir. Ancak
Türk askeri düşmanın lojistiğini kesmek için verdiği mücadeleyi sonuna
kadar sürdürür. Zor anlar yaşanır. Tarihe kaybedilen muharebe olarak
geçen Gediz Cephesi'nde sadece bir alay başarılı olmuştur. O da Hafız
Halit Bey'in kumandasındaki 70. Alay'dır. Küçük Nezahet'i onbaşı
yapacak, daha sonra onu Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsülerindeki
tartışmalara taşıyacak en önemli olaylardan biri de bu sırada vuku
bulur.

Türk askeri Yunan saldırıları karşısında zor anlar
yaşamaktadır. O sırada cepheden kaçmayı düşünenler bile olur. Yaklaşık
600 kişilik alayı ile en zor sınavı veren Hafız Halit, umutların
tükendiği noktada atıyla askerlerin önünü kesen küçük kızı Nezahet'i
bulur. Minik, ama vatan sevgisiyle dolu yürek cephe gerisine kaçmaya
çalışan askerlerin karşısına duvar gibi dikilir ve ağzından şu sözler
dökülür: "Ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz?"

Babasına
destek olmak isteyen bir çocuğun çırpınışlarının ötesindedir gayreti.
Atın üstündeki küçük kız, askerlerin yüzüne tokat gibi bir gerçeği,
'vatan sevgisini ve şehadeti' haykırınca hepsi geri döner. Çoğu cephede
şehit düşer, ancak Gediz muharebesi kaybedilse de Yunan askerinin
Anadolu'nun içlerine kolay sızması geciktirilir. Küçük Nezahet, sınavı
kazanmıştır. Artık o elinde oyuncaklarıyla askerin arasında gezen bir
kız çocuğu değil, 70. Alay'ın Nezahet Onbaşısı'dır.

İLK İSTİKLAL MADALYASI’NI BU ÇOCUĞA VERELİM

Bu
kahramanlık hikâyesi Cumhuriyet'in ilânından hemen sonra Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin en hararetli tart ışmalarından birine konu olur.
Tarih 30 Ocak 1921'dir. Bir milletvekili Meclis Riyaseti Celilesi'ne
(başkanlık) Nezahet Onbaşı'ya ilk İstiklal Madalyası’nın verilmesini
önerir: "Bursa Mebusu Operatör Emin Beyin, muhtelif harp cephelerinde
bilfiil müsademata iştirak eden (çatışmalara katılan) 12 yaşlarındaki
Nezahet Hanımın İstiklal madalyasıyla taltif edilmesine dair takriri...
Muhtelif harp cephelerinde bilhassa son Gediz ve İnönü meydan
muharebelerinde bilfiil müsademata iştirak ve her an efrat ve hatta
zabitanı teşci eden (cesaretlendiren) yetmişinci alay Kumandanı Hafız
Halid Beyin kerimesi on iki yaşlarında Nezahet Hanıma ilk İstiklal
madalyasının itasını teklif ve teklifi vakım Heyeti Umumiye'nin
tasdikine arz edilmesini rica ederim. (30 Kanunusani 1337 - Bursa
Mebusu Operatör Emin Bey.)"

Erzurum Mebusu Celaleddin Arif Bey
izahat verilmesini ister. Operatör Emin Bey söz ister ve Nezahet
Onbaşı'nın cephelerdeki kahramanlıklarını bir bir anlatır. Babasını ve
askerleri nasıl cesaretlendirdiğini söyler: "Bu çocuk mutlaka muhtac-ı
taltiftir. İlk İstiklal madalyasını bu çocuğa verirsek büyük bir
kadirşinaslık gösteririz. Ha onu arzedeyim, bütün askerlerimiz buna
(Türk Jandark'ı) namını vermişlerdir." İzmit Vekili Hamdi Namık Bey
itiraz eder, İstiklal madalyalarının Yunan madalyalarına benzetilmemesi
için 12 yaşında bir çocuğa verilemeyeceğini, sadece hediye ile
taltifini önerir.

Bolu Mebusu Tunalı Hilmi Bey araya girer,
İstiklal Madalyası’nın da ötesinde küçük Nezahet'in asker yapılmasını,
mirimiran (tuğgeneral) rütbesiyle ödüllendirilip, paşa hanım olmasını
teklif eder. Meclis başkanı hem hararetli hem latifelerle dolu
konuşmaların sonunda Emin Bey’in teklifi gereği ilk İstiklal
Madalyası'nın minik kıza verilmesi gerektiğini söyler. Meclis
zabıtlarına bu aynen geçirilir. Tartışmalar sürer, ordu kumandanlığına
sorulması bile gündeme gelir. Meclis'teki bu tartışmalar aslında küçük
Nezahet'in ömrü boyunca peşini bırakmayacak iç burkan bir hikâyenin
temelini oluşturur.

Hem Kurtuluş Savaşı gazisi babası Albay
Hafız Halit Uzel Bey hem kendisi defalarca başvurmasına rağmen İstiklal
Madalyası'nı bir türlü alamaz. Nezahet Onbaşı bir çeyizlik hediye ile
de taltif olunur. Çeyiz de tıpkı İstiklal Madalyası kararı gibi
zabıtlara geçmesine rağmen gerçeğe dönüşmez.

Aradan yıllar
geçer. Tam 65 yıl sonra bir gazetecinin köşe yazısında konuyu gündeme
getirmesiyle dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Necmettin
Karaduman tarafından bir takdir beratı verilir. Nezahet Onbaşı, 6
Temmuz 1986'da Dolmabahçe Sarayı'nda sessiz sedasız bir törenle şükran
plaketini aldığında 78 yaşındadır. Aradan 6 yıl geçer ve madalyasını
göremeden 84 yaşında hayata gözlerini yumar.

Nezahet Onbaşı
şimdi Anadolu yakasındaki Karacaahmet Mezarlığı'nda İstiklal Madalyası
sahibi kocası emekli Albay Rıfat Baysel ile yan yana yatıyor. İstiklal
Mücadelesi'nin çocuk kahramanı Nezahet Onbaşı'dan geriye iki kızı İnci
ve Oya hanımlar, torunu Şebnem ile onun kızları Didem ve Gizem kaldı.
Bir de İstiklal Madalyası ile taltifini onaylayan TBMM tutanakları...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://mekan.forumotions.net
 
İstiklal Harbinin En Küçük Askeri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: atatürk köşesi ve türkiye :: Türkiye-
Buraya geçin: